" Bir kaşık aşım kaygısız başım."
Çorbalar, yeni evli ailelerin hepsinin olmasa da çoğunun mutfağına geç giriyor, tabii eğer hazır çorbalardan bahsetmiyorsak.
Niyeyse ben de dahil yeni gelinken, (yani çoook uzun zaman önce :)) çorba pişirmek yerine, hamurişlerini tercih ederdim. Yeni tarif denemeyi (çoğu hüsran olsa da) çorba yerine pişiririrdim.
İlk kızımın doğumunda, ilk altı ayını geçince, başladı mı bir telaş. Mercimek çorbası yada tarhana yerine, içine mevsim sebzeleri ve etsuyu ile yaptığım çorbalar mutfağımda bolca yerini aldı. Bunların çoğu, biz büyükler tarafından, "bebek maması" şeklinde algılanıyor yenilmiyordu, o başka tarafı işin.
Sonra baktım ki bu sebze çorbası hatta daha genel olarak alırsak çorba işi, hem kolay hem de gerekli. Misafirlerin mi var akşam yemeğinde, çorba ile başla menüye, yemek yapmaya geç mi kaldın, çorba kurtarıcı, yada hasta mısın çorba pişir. Bakmışım en sevdiğim yemekler çorbalar olmuş çıkmış.
Yayla çorbasına gelince, bu klasik çorba bir yerlerde unutulmuş, paylaşılmamış. Ben de bu günkü çorba konuma istinaden, es geçmiyeyim ve bulunsun bir köşede istedim. Sıcacık çorba tadında sofralarınız olsun emi :)
Malzemeler:
- 1/2 su bardağı piriniç
- 5 su bardağı su
- 2 su bardağı yoğurt
- 1 yumurta
- 1 yemek kaşığı un
- 1 tatlı kaşığı tereyağ
- pul biber, nane
Yapılışı:
- Pirinçler yıkanıp, tencereye alınır, içine 5 su bardağı su ilavesi yapıp, kaynatırız.
- Pirinçler yumuşayınca, bir kasede yoğurdun içine yumurta ve un ilavesi yapar iyice çırparız. Bu karışımın içine pirincin suyundan birkaç kaşık alır ılıtır, kısık ateşte bir taraftan iyice çırparak, pirinçlere ilave ederiz.
- Çorbamızı sürekli karıştırarak, içindeki unu topaklatmadan pişiririz, kaynamaya bırakırız. (kısık ateşte)
- Bir küçük tavaya, tereyağ katarız, içine pul biber ve nane ile şöyle bir çevirip, pişen çorbamıza ilave ederiz. (İsteğe göre bu işlem tencerede değil de servis esnasında da yapılabilir.) Afiyet Olsun...